Bursa'ya iki saatlik bir mesafede, yani yanı başımızda. Bu hafta sonu (29 Mayıs-Pazar) dördüncü sınıf öğrencilerimizle yaptığımız en güzel gezilerden; Eskişehir 'den ve bu şehre yaptığımız geziden sizlere bahsedeceğiz.
Eskişehir, bozkırda açan bir çiçek haline dönüşmüş ve bir Avrupa şehrinden hiç farkı kalmamış. Bilim insanı ve sanatçı kimliği ile ön plana çıkan Yılmaz Büyükerşen bu şehri müzeler şehri haline getirmiş: Kurtuluş Savaşı müzesinde, haritaların önünde sesli anlatıma tanık oluyorsunuz. Müzede dönemin gazetelerini okuyabiliyorsunuz ve Atatürk ile resim çektirebiliyorsunuz...
Balmumu Müzesinde ülkemizde ve dünyada; siyasette, sanatta, kültürde iz bırakanları görüyorsunuz ve kendinizi onlarla bir fotoğraf karesinde ölümsüzleştirebiliyorsunuz...
Eskişehir'de Lüle Taşı, Cam Sanatları müzelerini gezip kendinize hediyelik eşyalar alabiliyorsunuz ya da sadece sergilenen sanat eserlerinin tadını çıkarabiliyorsunuz.
Evet, Eskişehir heykeller şehri. Parklar, meydanlar, köprüler, banklar, heykellerle dolu. Sazova Parkı, Avrupa'da gördüğümüz parklardan da güzel, yeşil ve temiz. Parktaki Masal Şatosu Türkiye'de ünlü sekiz kuleyi bir araya getirmiş. İçinde çocuklara masal okunuyor, sahne canlandırmaları yapılıyor ve çocukların mutlu olmaları için her şey düşünülmüş. Sadece çocuklar mı? Anneler ve babalar için dinlenecek, yemek yiyebilecek tertemiz kafeler yapılmış.
Eskişehir'in ilk yerleşim yeri Odun Pazarı, cumbalı rengarenk Osmanlı evleriyle tarihe geziye çıkarıyor...Odun Pazarı kafeleri, dükkanları, eski mimarisinden hiçbir şey kaybetmeden restore edilmiş. Tarihe saygı duyularak yapılmış.
Şehri dolaşmak isterseniz tramvayı da tercih edebilirsiniz. Mükemmel değil mi?
Eskişehir'in içinden geçen Porsuk Çayı, üzerinde köprüler, çiçeklerle tam bir Venedik havası oluşturmuş. Bütün sokakları yeşil ve çiçekli.
Biz, dördüncü sınıf öğretmenleri ve öğrencilerimizle bu şehre hayran kaldık. İstenince dünya çapında da şehirler yaratılabiliyor.